Hakkımda
- hayrolsun...
- 04.08.1984 İstanbul doğumlu... ordan burdan benden heryerden... ne bulduysam... iz bıraktığına inandığım cümleleri paylaştım.. hangi iklimde nefes alıyorsan,bi solukta burda al...
30 Aralık 2011 Cuma
29 Aralık 2011 Perşembe
26 Aralık 2011 Pazartesi
23 Aralık 2011 Cuma
22 Aralık 2011 Perşembe
19 Aralık 2011 Pazartesi
Peygamber efendimiz, hazret-i Ali’ye buyurdular ki:
Yâ Ali! şu 5 şeyi yapmadan yatma!
1. Kur’ân-ı kerîmin hepsini okumadan,
2. 4000 dirhem sadaka vermeden,
3. Kâbe’yi ziyaret etmeden,
... 4. Cennette yerini hazırlamadan,
5. Küs olduğun biriyle barışmadan.
Hazret-i Ali; “Yâ Resûlallah! Bu nasıl olur?” diye sorunca, buyurdular ki:
1. 3 İhlâs okumak, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmek gibidir.
2. 4 Fâtiha okumak, 4000 dirhem sadaka vermeye eşittir.
3. 10 defa; “Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ-şerîke-leh lehül- mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr.” demen de Kâbe’yi ziyarete eşittir.
4. 10 defa; “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm.” demen, Cennette yerini hazırlamana vesîledir.
5. 10 defa; “Estağfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hu el-hayyel kayyûm ve etubü ileyh.” demen, dargın ve husûmetli olduğun insanlarla barışmış derecesinde mükâfata vesiledir...
Yâ Ali! şu 5 şeyi yapmadan yatma!
1. Kur’ân-ı kerîmin hepsini okumadan,
2. 4000 dirhem sadaka vermeden,
3. Kâbe’yi ziyaret etmeden,
... 4. Cennette yerini hazırlamadan,
5. Küs olduğun biriyle barışmadan.
Hazret-i Ali; “Yâ Resûlallah! Bu nasıl olur?” diye sorunca, buyurdular ki:
1. 3 İhlâs okumak, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmek gibidir.
2. 4 Fâtiha okumak, 4000 dirhem sadaka vermeye eşittir.
3. 10 defa; “Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ-şerîke-leh lehül- mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr.” demen de Kâbe’yi ziyarete eşittir.
4. 10 defa; “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm.” demen, Cennette yerini hazırlamana vesîledir.
5. 10 defa; “Estağfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hu el-hayyel kayyûm ve etubü ileyh.” demen, dargın ve husûmetli olduğun insanlarla barışmış derecesinde mükâfata vesiledir...
12 Aralık 2011 Pazartesi
9 Aralık 2011 Cuma
8 Aralık 2011 Perşembe
3 Aralık 2011 Cumartesi
2 Aralık 2011 Cuma
1 Aralık 2011 Perşembe
büyük abimi çok özledim :( şu an kendimi çok mutsuz hissediyorum. günleri böyle tüketmek kendimi tüketmek gibi geliyor artık. günler geçiyor bende tükeniyorum buralarda.. her biten gün benden bişeler götürüyor. yoruluyorum.insan böyle asker gibi hergünü sayarak yaşar mı ya.bugünde bitti şükür der mi. uffsss ömrüm geçiyor. farkında mıyım... günlerin geçmesine sevinip ömrün geçmesine üzülmek ne kdar garip değil mi??? :(((
27 Kasım 2011 Pazar
26 Kasım 2011 Cumartesi
24 Kasım 2011 Perşembe
22 Kasım 2011 Salı
Allah derki ;Kimi benden çok seversen onu senden alırım...
ve ekler, Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım...
ve Mevsim geçer, Gölge veren ağaçların dalları kurur, Sabır taşar, Canından saydığın yar bile bir gün el olur...
Aklın şaşar, Dostun düşmana dönüşür, Düşman kalkar dost olur, Öyle garip bir dünya...
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur..Düşmem dersin düşersin, Şaşmam dersin şaşarsın...
En garibi de budur ya, Öldüm der durur, yine de yaşarsın...
ve ekler, Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım...
ve Mevsim geçer, Gölge veren ağaçların dalları kurur, Sabır taşar, Canından saydığın yar bile bir gün el olur...
Aklın şaşar, Dostun düşmana dönüşür, Düşman kalkar dost olur, Öyle garip bir dünya...
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur..Düşmem dersin düşersin, Şaşmam dersin şaşarsın...
En garibi de budur ya, Öldüm der durur, yine de yaşarsın...
21 Kasım 2011 Pazartesi
20 Kasım 2011 Pazar
NAMAZIN MANASI, Cenab-ı Hakk'ı TESBİH ve TA'ZİM ve ŞÜKÜRDÜR.
TESBİH > Yani, CELALİNE karşı kavlen ve fiilen "SÜBHANALLAH" deyip takdis etmek.
TA'ZİM > Hem KEMALİNE karşı, lafzan ve amelen "ALLAHÜ EKBER Ekber" deyip ta'zim etmek.
ŞÜKÜR > Hem CEMALİNE karşı, kalben ve lisanen ve bedenen "ELHAMDÜLİLLAH" deyip şükretmektir.
TESBİH > Yani, CELALİNE karşı kavlen ve fiilen "SÜBHANALLAH" deyip takdis etmek.
TA'ZİM > Hem KEMALİNE karşı, lafzan ve amelen "ALLAHÜ EKBER Ekber" deyip ta'zim etmek.
ŞÜKÜR > Hem CEMALİNE karşı, kalben ve lisanen ve bedenen "ELHAMDÜLİLLAH" deyip şükretmektir.
19 Kasım 2011 Cumartesi
16 Kasım 2011 Çarşamba
12 Kasım 2011 Cumartesi
11 Kasım 2011 Cuma
De ki: "Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, mutlaka gelip size çatacaktır; sonra O, bütün görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz de O size neler yaptığınızı haber verecektir."
Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır. Cuma Suresi ...
Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır. Cuma Suresi ...
10 Kasım 2011 Perşembe
9 Kasım 2011 Çarşamba
5 Kasım 2011 Cumartesi
2 Kasım 2011 Çarşamba
'Ey Rabbimiz, unuttuğumuz yahud hata ettiğimiz şeylerden dolayı bizi muâheze etme! Ey Rabbimiz bizden evvelkilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, tâkat getiremeyeceğimiz bir şeyi bize yükleme! Bizleri af et, mağfiret et, bizleri rahmetin içine al! Sen bizim Mevlâ'mızsın! Artık kâfirler güruhuna karşı bize yardım et!' (Bakara Sûresi 286)
Sana, yine Sen'in öğrettiklerinle sığınmadayız.
Âciziz, câhiliz, nefsimize karşı zâlimiz..
Sen her birimize ilim, amel ve nusret ihsan et, ey yüce Allah'ım!..
Alan Sen’sin, veren Sen’sin, kılan Sen!
Ne verdinse odur, dahî nemiz var?"
Sana, yine Sen'in öğrettiklerinle sığınmadayız.
Âciziz, câhiliz, nefsimize karşı zâlimiz..
Sen her birimize ilim, amel ve nusret ihsan et, ey yüce Allah'ım!..
Alan Sen’sin, veren Sen’sin, kılan Sen!
Ne verdinse odur, dahî nemiz var?"
25 Ekim 2011 Salı
gurbet diyarda tek başına taşın toprağın altında kalarak vefat eden ÖĞRETMENLERİMİZ, Allah hepinize rahmet etsin,mekanınız cennet makamınız şehitlik olsun.... her birimiz yurdun dört bir köşesinde vatana millete hizmet ediyoruz Rabbim hepimizi ailemize sevdiklerimize en kısa zamanda kavuştursun inş...
24 Ekim 2011 Pazartesi
22 Ekim 2011 Cumartesi
20 Ekim 2011 Perşembe
17 Ekim 2011 Pazartesi
Moralin mi bozuk? Moralin niye bozuk. Hz. Adem (a.s.) gibi 200 sene tecbe mi ettin? Moralin niye bozuk? Hz. İbrahim (a.s.) gibi ateşe mi atıldın? Moralin niye bozuk? Hz. Zekeriyya (a.s.) gibi testereyle mi kesildin? Moralin niye bozuk? Hz. Yusuf (a.s.) gibi kuyuya mı atıldın? Moralin niye bozuk? Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) gibi Taif'te taşlandın mı? İşkembe mi konuldu namaz kılarken? Dişin mi kırıldı? Yüzüne tükürük mü atıldı? Hicrete mi zorlandın? Sevdiklerinden mi ayrıldın? Moralin niye bozuk? Hz. Hamza (r.a.) gibi burnun, kulağın mı kesildi? Moralin niye bozuk? Mus'ab bin Umeyr gibi kolların mı kesildi? MOralin niye bozuk? Ammar, Sümeyye, Yasir (r.a.) gibi işkence mi gördün? Moralin niye bozuk? Bilal gibi kızgın kumlara yatırılıp üzerine taşlar mı konuldu? Moralin niye bozuk? Yunus Peygamber (a.s.) gibi denize mi atıldın? Moralin niye bozuk? Eyyub Peygamber (a.s.) gibi vücudunu yaralar mı kapladı? Moralin niye bozuk? Hz. İsa (a.s.) gibi çarmıha mı gerilmek istendin? Moralin niye bozuk? İmam-ı Âzam Ebu Hanife gibi zindana mı atıldın? Hâlâ moralin bozuk mu? Ne düşünüyorsun? dünyalık işler mi? Silkinelim, kendimize gelelim. Üzüleceksen namazı kazaya bıraktığın için, teheccüt namazına kalkamadığın için, birinin kalbini kırdığın için, Pazartesi-Perşembe orucunu tutamadığın için üzül. Üzüleceksen bugün Allah için bir şey yapamadığın için, Allah ve Resulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) memnun edemediğin için üzül. Filistin'de, Çeçenistan'da, Bosna'da, Irak'ta ve dünyanın dört bir yanında zulüm gören, işkence edilen öldürülen din kardeşlerin için üzül. Üzülürsen bir fakire yardım edemediğin için, yetimin elinden tutamadığın için üzül. Üzülürsen Afrika'da ve diğer ülkelerde bir lokma ekmek bulamayan hastalar, mücadele eden insanlar için üzül. Üzülürsen Kur'an-ı Kerim'i yeterince okuyup hayatına tatbik edemediğin için üzül. Üzülürsen Peygamber Efendimiz'i (Sallallahu aleyhi ve sellem) canından, malından, aile bireylerinden, herşeyden çok sevmediğin için üzül. Üzülürsen hakiki manada kul, Efendimize (Sallallahu aleyhi ve sellem) ümmet olamadıığn için üzül. Üzülürsen Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) şefaatine nail olamama korkusuyla üzül...
13 Ekim 2011 Perşembe
9 Ekim 2011 Pazar
8 Ekim 2011 Cumartesi
6 Ekim 2011 Perşembe
Anneler ve kızları, hep birbirine benzer. Her kız, içinde, yüreğinde annesinin izlerini taşır. Onun özüyle mayalanmıştır ruhu, onun kokusu geçmiştir tenine, onun bakışları parlar gözlerinde, onun elleri can bulur kendi ellerinde.. Annesinden bilinçli olarak hiç bir şeyi öğrenmeye çaba göstermemiş bile olsa, yıllar sonra hiç tahmin etmediği bir anda, bir çiçeği vazoya yerleştirirken mesela, kendisinde annesini görür kız.. Ellerinin bir hareketinde, aynada farkettiği bir bakışında, vücudunun bir duruşunda annesini yansıtır. İnkar etmeye çalışması ya da kabullenmesi pek bir şeyi değiştirmez, her kız, annesinin kızıdır
5 Ekim 2011 Çarşamba
28 Eylül 2011 Çarşamba
26 Eylül 2011 Pazartesi
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
23 Eylül 2011 Cuma
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle ziyan ediyorsun etme
Ey makamı var ile yokun üzerinde olan
... ... Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehiri şeker, şekeri zehr ediyorsun etme…
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle ziyan ediyorsun etme
Ey makamı var ile yokun üzerinde olan
... ... Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehiri şeker, şekeri zehr ediyorsun etme…
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!
22 Eylül 2011 Perşembe
19 Eylül 2011 Pazartesi
16 Eylül 2011 Cuma
15 Eylül 2011 Perşembe
12 Eylül 2011 Pazartesi
11 Eylül 2011 Pazar
“İnsanlar ikiye ayrılırlar:
Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.
Sorun olanlar, çözüm olanlar...
... Ümit kıranlar, ümit verenler...
Dert üretenler, deva üretenler...
Şikâyet edenler, çare bulanlar...
Ağaçlardan ders almalı.
Karbondioksit aldığı ortamlardan bile oksijen üretmeli...
Ve ağaçlar misali, birbirine bakmalı, birbirine destek olmalı...
Orman olmalı...”
Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar.
Sorun olanlar, çözüm olanlar...
... Ümit kıranlar, ümit verenler...
Dert üretenler, deva üretenler...
Şikâyet edenler, çare bulanlar...
Ağaçlardan ders almalı.
Karbondioksit aldığı ortamlardan bile oksijen üretmeli...
Ve ağaçlar misali, birbirine bakmalı, birbirine destek olmalı...
Orman olmalı...”
10 Eylül 2011 Cumartesi
incir reçeli filminden daha önce bahsetmişmiydim hatırlamıyorum... çok güzel bir film izlemeyen varsa mutlaka izlesin... asıl söyleyeceğim şey filmden ziyade filmde sezai paracıkoğlunun isyan şarkısı var ya işte ben ona gerçekten bayıldım... bende şu an tam da o moddayım... isyan.. yani haşa isyan etmek değilde şarkı tam cuk oturdu... sözlere bayıldım... dinle dinle dinle...
Benim bu derdim
Ne yağan yağmurda
Ne yalancı sonbaharda
Ne bomboş sokaklarda
Kırılmış her yanım
Kaybolur zaman saçlarında
Gözlerim sokaklarda
Sebebi isyan aşkım
İçim yanar, içim kanar da
İsyan!
Geriye bir avuç yalan
Beni bu derde sen attın da,
gittin ya kafam hep duman
velhasıl diyeceğim o ki;
"hayatta hiç bişe tam olmaz değil mi 4/4 olmasına gerek yok zaten4/3lük hayata da razıyım..."
Benim bu derdim
Ne yağan yağmurda
Ne yalancı sonbaharda
Ne bomboş sokaklarda
Kırılmış her yanım
Kaybolur zaman saçlarında
Gözlerim sokaklarda
Sebebi isyan aşkım
İçim yanar, içim kanar da
İsyan!
Geriye bir avuç yalan
Beni bu derde sen attın da,
gittin ya kafam hep duman
velhasıl diyeceğim o ki;
"hayatta hiç bişe tam olmaz değil mi 4/4 olmasına gerek yok zaten4/3lük hayata da razıyım..."
7 Eylül 2011 Çarşamba
4 Eylül 2011 Pazar
dönüş vakti:(
gene günler geldi geçti. güzel şeyler hep çabuk bitiyor :( dönüyorum gene erzuruma. gitmeyi hiç ama hiç istemiyorum. ben burda kalmak isityorum diye avazım çıkana kadar bağırabilsem keşke.. şimdi bunu okuyan silah zoruyla gideceğimi sanacak. yok kardeşim yok. kendi rızamla ama istemeyerek gidiyorum. şubatta eş atamasının hayalini kuracağım artık bol bol..
ailemi,sözlümü çok özlicem. her zmankinden daha çok. alışmıştım buraya. oradaki herşeyi silmiştim sanki hafızamdan. gene aynı yüzler, aynı bakışlar, aynı karaktersiz bi sürü insan... uff düşünmek istemiyorum...
ve gene derin bi yalnızlık......
ne demişti şair:
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
....
hoşçakal istanbul, 2 ay 10 gün sonraya kadar hoşçakal...iyi bak anneme babama ve sözlüme....
ailemi,sözlümü çok özlicem. her zmankinden daha çok. alışmıştım buraya. oradaki herşeyi silmiştim sanki hafızamdan. gene aynı yüzler, aynı bakışlar, aynı karaktersiz bi sürü insan... uff düşünmek istemiyorum...
ve gene derin bi yalnızlık......
ne demişti şair:
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
....
hoşçakal istanbul, 2 ay 10 gün sonraya kadar hoşçakal...iyi bak anneme babama ve sözlüme....
31 Ağustos 2011 Çarşamba
mutlu bayramlar :)
Gökten ne yagdida yer kabul etmedi... Topraga ne ekildi de bitmedi... Bu dünyaya kim geldi de gitmedi... Hangi dert hangi SIKINTI bitmedi... Allahin rahmeti magfireti kime yetmedi... Kim Allah dedi de o yetismedi... Kim gizli gizli yalvardi da o isitmedi... Kim Rabbim dedi de o buyur kulum demedi... Rabbimizin buyur kulum hitabiyla müserref olanlardan olmak dilegiyle.. Hayirli Bayramlar tüm müslüman alemine...
28 Ağustos 2011 Pazar
son teravihi de kıldık çok şükür. seneye kim öle kim kala... Ramazanın cümle islam ümmetinden razı gitmesi ümidiyle.. bu sıcaklarda oruç tutan kullarını sen affeyle Ya Rab. Biz sana hakkıyla kul olamıyoruz sen bizlere doğruyu göster,doğru yola sevket.Biliyoruz ki Sen bizim elimizi bırakırsan eyvah ki eyvah halimize... şu fani aleme aşık etme bizleri. gerçek aşk sensin. Aşkını tattır bize...amin amin amin. velhamdülillahirabbilalemin...
17 Ağustos 2011 Çarşamba
14 Ağustos 2011 Pazar
12 Ağustos 2011 Cuma
11 Ağustos 2011 Perşembe
Mü'min kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Yüz ve el gibi görünen kısımlar müstesna, zînet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar! Ey mü'minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. Nur Sûresi 31. Âyet
9 Ağustos 2011 Salı
7 Ağustos 2011 Pazar
Namazlı bir hayat, namazsız bir hayata göre çok farklıdır. Namazlı bir hayat, tutup hayatı, hayatın Sahibi'ne teslim etmek demektir. Hayatı, Sahibi'ne teslim etmiş birisinin hayatında hiç ummadığı bereketler, çıkışlar, açılımlar ve fütuhat olur. Namaz markalı hayatlar, ebediyen pörsümeyecek hayatlardır. "
6 Ağustos 2011 Cumartesi
5 Ağustos 2011 Cuma
4 Ağustos 2011 Perşembe
1 Ağustos 2011 Pazartesi
30 Temmuz 2011 Cumartesi
23 Temmuz 2011 Cumartesi
22 Temmuz 2011 Cuma
16 Temmuz 2011 Cumartesi
''Sabah akşam Rabbinin adını an.'' (İnsan/25)
''Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.'' (Hûd/114)
''Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.'' (İsra/78)
''Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.'' (Hûd/114)
''Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.'' (İsra/78)
15 Temmuz 2011 Cuma
14 Temmuz 2011 Perşembe
12 Temmuz 2011 Salı
9 Temmuz 2011 Cumartesi
kpssye giren tüm herkese başarılar dilerim. Allah hepinizi bu beladan kurtarsın inş.
kpss iki ucu keskin bir bıçak gibi. kazanması da kazanamaması da ayrı sıkıntı.bu konuda söyleyecek çok şey var ama susmayı tercih ediyorum. lakin ağzım ayarını kaçırabilir. sizin söylemek istediğiniz bşe varsa ben sizi tutumiyim :)
kpss iki ucu keskin bir bıçak gibi. kazanması da kazanamaması da ayrı sıkıntı.bu konuda söyleyecek çok şey var ama susmayı tercih ediyorum. lakin ağzım ayarını kaçırabilir. sizin söylemek istediğiniz bşe varsa ben sizi tutumiyim :)
7 Temmuz 2011 Perşembe
6 Temmuz 2011 Çarşamba
@in istanblue :)
mutluyum, mutluyum, mutluyum.... sebebi ise çok basit:İSTANBULDAYIM....
yok kardeşim ben anladım ki ben burdan başka yerde yaşayamıyorum. ve anladımki gün saymakla biten bir şey değil. zman geçmeyince geçmiyor.bak ama şimdi istanbulda su gibi geçer.sahi şimdi durdursak zamanı olmaz mı_?
İSTANBUL.... SENİ SEVİYORUM. İÇİNDE YARİM VAR DAHA ÇOOOKK SEVİYORUM....
yok kardeşim ben anladım ki ben burdan başka yerde yaşayamıyorum. ve anladımki gün saymakla biten bir şey değil. zman geçmeyince geçmiyor.bak ama şimdi istanbulda su gibi geçer.sahi şimdi durdursak zamanı olmaz mı_?
İSTANBUL.... SENİ SEVİYORUM. İÇİNDE YARİM VAR DAHA ÇOOOKK SEVİYORUM....
3 Temmuz 2011 Pazar
1 Temmuz 2011 Cuma
Sonu belli olmayan bir yoldur hayat.
Önüne ne zaman, Neyin çıkacağını bilemezsin.
Bazen birşeyler alır götürür senden,tutamazın!
Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin, Ama kaçamazsın!
Böyledir hayat, Bir türlü anlayamazsın.Ve bir gerçek vardır:
"ACIYI" Tatmadan , "MUTLULUĞU" Bulamazsın...!
Önüne ne zaman, Neyin çıkacağını bilemezsin.
Bazen birşeyler alır götürür senden,tutamazın!
Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin, Ama kaçamazsın!
Böyledir hayat, Bir türlü anlayamazsın.Ve bir gerçek vardır:
"ACIYI" Tatmadan , "MUTLULUĞU" Bulamazsın...!
Eyy Yar..
HELAL ol bana desem ,
Param yok , Pulum yok , Evim yok , Arabam yok !
.... ama İMANım var , RABBİMe duyduğum AŞK'ım var desem,
Balayına bi izn/İLLAH CENNET'e gideriz desem ,
.........Dünya Fani boşver Onu ,Ahiretim'e yoldaşım ol desem,
Kabul eder misin..?
Beni RAHMAN'ın rızası için Sever misin..?
HELAL ol bana desem ,
Param yok , Pulum yok , Evim yok , Arabam yok !
.... ama İMANım var , RABBİMe duyduğum AŞK'ım var desem,
Balayına bi izn/İLLAH CENNET'e gideriz desem ,
.........Dünya Fani boşver Onu ,Ahiretim'e yoldaşım ol desem,
Kabul eder misin..?
Beni RAHMAN'ın rızası için Sever misin..?
25 Haziran 2011 Cumartesi
23 Haziran 2011 Perşembe
19 Haziran 2011 Pazar
Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı.
Daha büyük evlerde, ama daha küçük ailelerle y...aşıyoruz.
Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı.
Diplomamız bol ama sağduyumuz az.
Uzmanlar arttı ama sorunlar çoğaldı.
İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı.
Çok para harcıyoruz Ama az gülüyoruz.
Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik.
Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla.
Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı.
Tanıdıklar çoğaldı ama dostlar eksildi.
Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı.
Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik.
Ve nihayet: Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık..
Daha büyük evlerde, ama daha küçük ailelerle y...aşıyoruz.
Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı.
Diplomamız bol ama sağduyumuz az.
Uzmanlar arttı ama sorunlar çoğaldı.
İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı.
Çok para harcıyoruz Ama az gülüyoruz.
Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik.
Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla.
Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı.
Tanıdıklar çoğaldı ama dostlar eksildi.
Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı.
Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik.
Ve nihayet: Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık..
17 Haziran 2011 Cuma
Olmazları olduran Rabbim...sana binlerce şükür, öyle bir anda öyle güzel bir kapı açtın ki nasıl şükredeyim bilemiyorum. Artık iyice inanıyorum ki kul daralmayınca Hızır yetişmezmiş. Güzel Allahım ne büyüksün. verdiğin nimeti tamamla bizi yarı yolda bırakma.
en ümitsizliğe düştünüz anda bilin ki Rabbim sizi duyuyor ve size Ondan başka yardım edecek kimse yok. İsteyin. samimice isteyin. Rabbim o kadar merhametli ki kulunu darda bırakmıyor elhamdülillah...mutluyum. Şükredenlerden olayım Rabbim...
en ümitsizliğe düştünüz anda bilin ki Rabbim sizi duyuyor ve size Ondan başka yardım edecek kimse yok. İsteyin. samimice isteyin. Rabbim o kadar merhametli ki kulunu darda bırakmıyor elhamdülillah...mutluyum. Şükredenlerden olayım Rabbim...
15 Haziran 2011 Çarşamba
12 Haziran 2011 Pazar
11 Haziran 2011 Cumartesi
10 Haziran 2011 Cuma
ERKEKLERDEN DUYULAMAYACAK 8 CÜMLE:
1.Maç önemli değil,dizini izleyelim.
2.Seninle ...alışverişe çıkmayı özledim.
3.Sadece salata yicem, yorma kendini.
4.Galiba yanlış yola saptm,bilen birine soraym.
5.Aldatmak çok saçma, yapan erkekleri hiç anlamıyorum.
6.Ayaktayken sanada çay koyayım, kalkma sen.
7.Karar Veremiyosan ikisinide alalm.
8.Bu gece olmaz başım ağrıyor.
1.Maç önemli değil,dizini izleyelim.
2.Seninle ...alışverişe çıkmayı özledim.
3.Sadece salata yicem, yorma kendini.
4.Galiba yanlış yola saptm,bilen birine soraym.
5.Aldatmak çok saçma, yapan erkekleri hiç anlamıyorum.
6.Ayaktayken sanada çay koyayım, kalkma sen.
7.Karar Veremiyosan ikisinide alalm.
8.Bu gece olmaz başım ağrıyor.
9 Haziran 2011 Perşembe
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten.
Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.
Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
Kanunlara saygı göstermesini,
İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.
Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
Ya o? Ya o?
İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
Saadet bekliyor yaşamaktan.
Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,
Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
Göçüp gidiyor bu dünyadan.
İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!..
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten.
Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.
Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
Kanunlara saygı göstermesini,
İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.
Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
Ya o? Ya o?
İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
Saadet bekliyor yaşamaktan.
Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,
Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
Göçüp gidiyor bu dünyadan.
İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!..
Ümit Yaşar Oğuzcan
7 Haziran 2011 Salı
hiç birşeyin umrumda olmamasını istiyorum. evet evet bunu ben istiyorum. kimseyi takmamak,kimse için üzülmemek,kimseden bişe beklememek istiyorum. kırmaktan kırılmaktan,ümitlenmekten beklemekten yorgunum. yaşım 27 olsada bence tersten söylemeliyim soranlara yaşımı: 72... yaşlandığımı iliklerime kadar hissediyorum.Neden artık eskisi kadar gülemiyorum acaba..komik şeyler bile komik gelmiyor.bazen konuşmak için bile kendimi zorladığım oluyor.hayata bakıyorum öylece.izliyorum.sanki başkasının hayatı yaşanıyor ve ben seyirciyim o hayatta.içimde taşıdığım mutluluğa dair tüm hisler bulunduğum yerde yerini hüzne bırakıyor yada somurtmaya. istanbulmuş beni ben yapan. insan gurbette ölebilir bence... benim yaşamak istediğim çok şey var.. ne burda olmak istiyorum. ne de buralarda hasret çekmek. insanın halinden insanlar anlar. İNSAN gibi insanlara ihtiyacım var...
6 Haziran 2011 Pazartesi
5 Haziran 2011 Pazar
3 Haziran 2011 Cuma
Derviş, bir kucak elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rast gelmiş bozkır sıcağı...nda. Yorgunluktan al almış kızın yanakları.
"Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?" diye sormuş.
Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız.
"Sevdiğim çalışıyor orada. Ona elma götürüyorum."
"Kaç tane?" diye soruvermiş derviş.
Kız şaşkın;
"İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
Usulca kırmış elindeki tesbihi derviş...
"Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?" diye sormuş.
Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız.
"Sevdiğim çalışıyor orada. Ona elma götürüyorum."
"Kaç tane?" diye soruvermiş derviş.
Kız şaşkın;
"İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
Usulca kırmış elindeki tesbihi derviş...
iskender pala
2 Haziran 2011 Perşembe
HAYIRLI KANDİLLER...
Allahım bu mübarek günde darda kalan herkese ferahlık nasip et, adaletli insanlarla karşılaşmayı nasip et,hayırlı dostları yanımızdan ayırma,düşman kategorisine girmeye ramak kalmış insanlara da fırsat verme. Yanlış anlamaktan ve yanlış anlaşılmaktan sana sığınırım...
Bütün müslüman kardeşlerimizin kandili mübarek olsun..
Bütün müslüman kardeşlerimizin kandili mübarek olsun..
30 Mayıs 2011 Pazartesi
29 Mayıs 2011 Pazar
28 Mayıs 2011 Cumartesi
18 Mayıs 2011 Çarşamba
İSTANBULLLLLL :)
HANİ DEMİŞ YA ŞAİR "İLLEDE İSTANBUL" DİYE... ÖYLE BE İSTANBUL. İLLE DE SEN. İSTANBULDAYIM ÇOK ŞÜKÜR.4 GÜNLÜĞÜNE DE OLSA HAVASINI SOLUMAK BİLE YETER...
16 Mayıs 2011 Pazartesi
13 Mayıs 2011 Cuma
12 Mayıs 2011 Perşembe
Eflatuna Sormuşlar...
İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.Ne var ki çocukluklarını özlerler.Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler; Ama sağlıklarını almak içinde para öderler.Yarınlarından endişe ederken bugünlerini unuturlar.Sonuçta,ne bugünü,ne de yarını yaşarlar.Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar.Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...
İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.Ne var ki çocukluklarını özlerler.Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler; Ama sağlıklarını almak içinde para öderler.Yarınlarından endişe ederken bugünlerini unuturlar.Sonuçta,ne bugünü,ne de yarını yaşarlar.Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar.Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...
11 Mayıs 2011 Çarşamba
9 Mayıs 2011 Pazartesi
8 Mayıs 2011 Pazar
7 Mayıs 2011 Cumartesi
Hayır, küsmüyorum hayata! Sandığınız gibi değil.
Biraz canım sıkkın, hepsi bu.
Topacı elinden alınmış çocuk gibiyim.
Özlüyorum sadece kaybettiğim oyunu.
Umutluyum! İsterseniz bakın gözlerime, ışıl ışıl.
...Hep güzel şeyler düşünüyorum. Aydınlık yakın.
Biri tutuyor elimden, diyor ki; "Sabret!"
Bende var olan şey mutsuzluk değil, bir parça sükûnet.
Biraz canım sıkkın, hepsi bu.
Topacı elinden alınmış çocuk gibiyim.
Özlüyorum sadece kaybettiğim oyunu.
Umutluyum! İsterseniz bakın gözlerime, ışıl ışıl.
...Hep güzel şeyler düşünüyorum. Aydınlık yakın.
Biri tutuyor elimden, diyor ki; "Sabret!"
Bende var olan şey mutsuzluk değil, bir parça sükûnet.
5 Mayıs 2011 Perşembe
4 Mayıs 2011 Çarşamba
O Rahman ve Rahim olan.... O’nunlasın her zaman, bütün internet bağlantılarından daha hızlı, tüm kısa mesajlardan daha doğrudan, tüm plastik kahramanlardan daha gerçek, tüm tv dizilerinden daha dostça. O varken “yalnızlık” sadece bir kelimedir. O’na yakın olduğun oranda yalnız değilsin, O’ndan uzaklığın oranında yalnızsın…
2 Mayıs 2011 Pazartesi
Bir adam gelerek: ''Ey Allah'ın rasulü ! İyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaade kim hak sahibidir ? '' diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam ) : ''Annen ! '' diye cevap verdi. Adam: '' Sonra kim ? '' dedi Rasulullah (aleyhissalatu... vesselam ) '' Annen ! '' diye cevap verdi. Adam tekrar : '' Sonra kim ? '' dedi Rasulullah (aleyhissalatu vesselam ) yine '' Annen ! '' diye cevap verdi. Adam tekrar sordu : '' Sonra kim ? '' Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) bu dördüncüyü : '' Baban ! '' diye cevapladı. '' (Müslim, Edeb 2 )
1 Mayıs 2011 Pazar
27 Nisan 2011 Çarşamba
25 Nisan 2011 Pazartesi
Sen insansın..!
Dün kadar ırak,
Bugün kadar durak,
Yarın kadar meraksın.
Kalemin kadar yazarsın.
......Yalanın dilin kadar...
Farkın kadar değişik,
Değiştiğin kadar farklısın.
Sen insansın:
Kalbin kadar sever,
Avucun kadar ağlarsın.
Yolun kadar yürür yorulduğun kadar durur,
Nefesin kadar solur,
Aradığın kadar bulursun.
Sen insansın:
Derdin kadar derman,
Ömrün kadar zaman var.
Sen insansın..!
Dün kadar ırak,
Bugün kadar durak,
Yarın kadar meraksın.
Kalemin kadar yazarsın.
......Yalanın dilin kadar...
Farkın kadar değişik,
Değiştiğin kadar farklısın.
Sen insansın:
Kalbin kadar sever,
Avucun kadar ağlarsın.
Yolun kadar yürür yorulduğun kadar durur,
Nefesin kadar solur,
Aradığın kadar bulursun.
Sen insansın:
Derdin kadar derman,
Ömrün kadar zaman var.
Sen insansın..!
22 Nisan 2011 Cuma
yaşasın bloğum...
alışmışım meğerse.blogçuluk güzelmiş.takip eden var mı bilmesemde yazmak güzel.cümlelerim birikti,toparlayıp hemen paylaşmam lazım;) kocaman merhabalar...
25 Şubat 2011 Cuma
Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.
24 Şubat 2011 Perşembe
ulu orta
'seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.
kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah,unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.
sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.
kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe,benim için dua et;
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.
acıyan bir şeyim ben burdan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl birşey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.
yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı herşey,ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.
şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy,sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.
sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
ibrahim tenekeci
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.
kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah,unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.
sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.
kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe,benim için dua et;
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.
acıyan bir şeyim ben burdan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl birşey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.
yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı herşey,ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.
şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy,sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.
sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
ibrahim tenekeci
20 Şubat 2011 Pazar
19 Şubat 2011 Cumartesi
Bilemezsin, Sana verecek bir armağanı ne çok aradığımı.
Hiçbirşey içime sinmedi.
Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var ? ..
...Ya da okyanusa su.
Düşündüğüm her şey Doğu'ya baharat götürmek gibiydi.
...Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok,
çünkü Sen zaten bunlara sahipsin.
O yüzden Sana bir ayna getirdim.
Kendine bak ve beni hatırla.mevlana.
Hiçbirşey içime sinmedi.
Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var ? ..
...Ya da okyanusa su.
Düşündüğüm her şey Doğu'ya baharat götürmek gibiydi.
...Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok,
çünkü Sen zaten bunlara sahipsin.
O yüzden Sana bir ayna getirdim.
Kendine bak ve beni hatırla.mevlana.
13 Şubat 2011 Pazar
BUNCA VARLIK VAR İKEN...
Şair diyor ki;
Sûrette nazar eyler isen sen ile ben var
...
Ammâ ki hakikatte ne sen var u ne ben var
Varlık!.. Varlık iddiası!.. Varlık bilinci ve varlığa hükmetme... Belki de insan olmanın imtihan alanı; hayatın anlamı. "Sen-ben" kavgasının ve kaygusunun arkasında hakikatte "sen" ve "ben" zamirlerinin olmadığını düşünebilmek, kişinin kendisini bu anlayışa göre nizam ve intizama sokması, çelikten bir mengeneye sıkıştırılmak gibi bir şey... Ve beyninize saplanan kıymık kıymık sorular:
- Sen kimsin?
- Hakikat ne?
- Vücud ne ve onu nasıl anlayabilirsin?
- Âlemdeki yerin ne?
- Neden her şey zıddıyla yaratılmış?
- Mümkün nedir, ya mecaz?
- Bildiğin şeyin salt bilgi olduğundan emin misin?
- Ömrün neden çok kısa da evrendeki zaman neden bu kadar uzun?
- Aklın evreni anlamaya neden yetmiyor?
- Ayna ne ve neden varlığın yalnızca suretini yansıtıyor?
- Nice sultanlar, nice dilberler neden toprakta?
- Mutluluk ne; ya elem?
- Bülbül neden hiç güle kavuşamıyor?
Sorular... Sorular... Her saniyede yüzlerce, binlerce kez çoğaltılabilecek ve her defasında cevapsız kalacak sorular... Aklın bunca bilgi düzeyiyle acizliğinin görülmesi ve insanın çaresizliği. Bu çaresizliktir ki arayışların ardından saldırganlıklar, kibirler ve aykırılıkları getirip insanı mutsuz eder. Her yönelişin bir çırpınışla sonuçlandığı varlık iddiasından kurtulamadıkça da insanın huzur bulması imkansız. Yunus'un o muhteşem dizesinde dediği gibi:
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı
Varlık o kadar derinden yakalamış, eteğini o derece çekiştirmekte ki, insan kendini onun üstünde veya dışında hayal bile edemez durumda.
Ömer Hayyam bir rubaisinde "Ezelin sırlarını ne sen bilebilirsin, ne de ben. Ne sen okuyabilirsin bu muammayı, ne de ben. Perdenin arkasında senden de benden de birer dedikodu (vehim, bahis) mevcut ama perde düştüğü vakit ne sen kalıcısın ortada, ne de ben!" der. Eflatun'un insanın gerçeğini anlatabilmek için kullandığı mağara istiaresi gibi. Ona göre insan bir mağarada, kapıya sırtını dönmüş, eli kolu bağlı, başı sabitlenmiş olarak durmakta ve mağaranın önünden gelip geçenlerin gölgeleri, ışığın nispeti ölçüsünde mağara duvarına yansımakta, böylece oturan kişi de hayatı, o gördüğü gölgelere bakarak güya anlamakta, algılamakta ve böylece yaşadığını hissetmektedir. Başını döndürüp bakamadığı için de varlığın gerçeğini hiçbir zaman görememekte, olayların hakikatine hiçbir vakit vâkıf olamamakta, sen-ben iddiasında vehimlerle, hayallerle oyalanıp durmaktadır. Öte yandan anlaması gereken asıl mesele bütün o çaresizliklerin de, bütün o iradesizliklerin de, hatta bütün gönül darlıkları ve içinden çıkılmaz sorular yumağının da serriştesinin, aslında bir teslimiyetin ucunda düğümlü olduğu gerçeğidir. Tutup ucundan çekivermek yeterli. Bunun içinde galiba bütün öteki soruları içine alan son bir soru var:
- Nereye gidiyorsun be hey!..
İskender Pala
Sûrette nazar eyler isen sen ile ben var
...
Ammâ ki hakikatte ne sen var u ne ben var
Varlık!.. Varlık iddiası!.. Varlık bilinci ve varlığa hükmetme... Belki de insan olmanın imtihan alanı; hayatın anlamı. "Sen-ben" kavgasının ve kaygusunun arkasında hakikatte "sen" ve "ben" zamirlerinin olmadığını düşünebilmek, kişinin kendisini bu anlayışa göre nizam ve intizama sokması, çelikten bir mengeneye sıkıştırılmak gibi bir şey... Ve beyninize saplanan kıymık kıymık sorular:
- Sen kimsin?
- Hakikat ne?
- Vücud ne ve onu nasıl anlayabilirsin?
- Âlemdeki yerin ne?
- Neden her şey zıddıyla yaratılmış?
- Mümkün nedir, ya mecaz?
- Bildiğin şeyin salt bilgi olduğundan emin misin?
- Ömrün neden çok kısa da evrendeki zaman neden bu kadar uzun?
- Aklın evreni anlamaya neden yetmiyor?
- Ayna ne ve neden varlığın yalnızca suretini yansıtıyor?
- Nice sultanlar, nice dilberler neden toprakta?
- Mutluluk ne; ya elem?
- Bülbül neden hiç güle kavuşamıyor?
Sorular... Sorular... Her saniyede yüzlerce, binlerce kez çoğaltılabilecek ve her defasında cevapsız kalacak sorular... Aklın bunca bilgi düzeyiyle acizliğinin görülmesi ve insanın çaresizliği. Bu çaresizliktir ki arayışların ardından saldırganlıklar, kibirler ve aykırılıkları getirip insanı mutsuz eder. Her yönelişin bir çırpınışla sonuçlandığı varlık iddiasından kurtulamadıkça da insanın huzur bulması imkansız. Yunus'un o muhteşem dizesinde dediği gibi:
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı
Varlık o kadar derinden yakalamış, eteğini o derece çekiştirmekte ki, insan kendini onun üstünde veya dışında hayal bile edemez durumda.
Ömer Hayyam bir rubaisinde "Ezelin sırlarını ne sen bilebilirsin, ne de ben. Ne sen okuyabilirsin bu muammayı, ne de ben. Perdenin arkasında senden de benden de birer dedikodu (vehim, bahis) mevcut ama perde düştüğü vakit ne sen kalıcısın ortada, ne de ben!" der. Eflatun'un insanın gerçeğini anlatabilmek için kullandığı mağara istiaresi gibi. Ona göre insan bir mağarada, kapıya sırtını dönmüş, eli kolu bağlı, başı sabitlenmiş olarak durmakta ve mağaranın önünden gelip geçenlerin gölgeleri, ışığın nispeti ölçüsünde mağara duvarına yansımakta, böylece oturan kişi de hayatı, o gördüğü gölgelere bakarak güya anlamakta, algılamakta ve böylece yaşadığını hissetmektedir. Başını döndürüp bakamadığı için de varlığın gerçeğini hiçbir zaman görememekte, olayların hakikatine hiçbir vakit vâkıf olamamakta, sen-ben iddiasında vehimlerle, hayallerle oyalanıp durmaktadır. Öte yandan anlaması gereken asıl mesele bütün o çaresizliklerin de, bütün o iradesizliklerin de, hatta bütün gönül darlıkları ve içinden çıkılmaz sorular yumağının da serriştesinin, aslında bir teslimiyetin ucunda düğümlü olduğu gerçeğidir. Tutup ucundan çekivermek yeterli. Bunun içinde galiba bütün öteki soruları içine alan son bir soru var:
- Nereye gidiyorsun be hey!..
İskender Pala
8 Şubat 2011 Salı
istanbulda günler hızla geçiyor, son 2 günüm kaldı. gitmek istemiyorum. seni çok özleyeceğimi biliyorum..insan yanındayken bile bu kadar özlerse ayrı kalınca nasıl özlemez. ilk defa 50 gün görmedim ben seni ve geçmek bilmeyen bir 50 gündü ama şükür kavuştuk ve günlerdir nerdeyse hergün gez gez bi hal olduk :) şimdi yine ayrı kalmayı düşünmek canımı acıtıyor. düşünmek istemiyorum..göğsüme bir ağrı saplanıyor.hayır hayır bunları düşünmeyeceğim...düşünmemeliyim..pozitif olmalıyım... enerji depoladım..beni baya götürmeli bu enerji..meslek kutsaldır...eğitim şart ;) özlemekse farz....
30 Ocak 2011 Pazar
Bir gün Mevlana'ya eşi sorar: Bu kadar aşıksın Mevlaya şükürler olsun bu aşkı yaşayıp yaşatana.. Peki bana ne kadar aşıksın?
Mevlana hanımına şöyle der: Sen benim Yaradan'dan ötürü yaradılanı sevişim.. Bir adım gelene on adım gidişim.. Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin.. Sen benim azla yetinişim, çoğa g...öz dikmeyişimsin.. Ve kapanmayan avuç içimsin.............
Mevlana hanımına şöyle der: Sen benim Yaradan'dan ötürü yaradılanı sevişim.. Bir adım gelene on adım gidişim.. Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin.. Sen benim azla yetinişim, çoğa g...öz dikmeyişimsin.. Ve kapanmayan avuç içimsin.............
19 Ocak 2011 Çarşamba
17 Ocak 2011 Pazartesi
13 Ocak 2011 Perşembe
11 Ocak 2011 Salı
7 Ocak 2011 Cuma
1 Ocak 2011 Cumartesi
Denemekten, çabalamaktan yoruulp cesaretin kırıldığında bilki;ALLAH ne kadar uğraştığını
görüyor.Hayatının durduğunu zamanın aleyhine işlediğini düşündüğünde bilki; ALLAH seni izliyor.Hayallerin yıkılmş umudun kalmamş ve kendi kendine NEDEN BÖYLE diye soruyorsan bilki; ALLAH cevabını biliyor.Hiç neden yokken içinde tuhaf bir huzur hissettiğinde bil ki; ALLAH sana ''ey kulum mahzun olma dua et kabul edeyim'' buyuruyor...
görüyor.Hayatının durduğunu zamanın aleyhine işlediğini düşündüğünde bilki; ALLAH seni izliyor.Hayallerin yıkılmş umudun kalmamş ve kendi kendine NEDEN BÖYLE diye soruyorsan bilki; ALLAH cevabını biliyor.Hiç neden yokken içinde tuhaf bir huzur hissettiğinde bil ki; ALLAH sana ''ey kulum mahzun olma dua et kabul edeyim'' buyuruyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)